HAYATINDAN MEMNUN DEĞİL MİSİN? BİRŞEYLERİ DEĞİŞTİRME ZAMANIM GELDİ Mİ DIYORSUN? O ZAMAN İŞE AŞAĞID
- Alıntı...
- 24 May 2017
- 5 dakikada okunur

Başkalarının senden önce açtığı yollardan yürümek mantıklı bir davranıştır. O halde, tarihteki bütün ilerleme mantıksız insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
-STEVE JOBS
Evet beni duydun, senden bahsediyorum.
GÖZLERİNE BAKIYORUM ve diyorum ki HİÇ ŞANSIN YOK.
Sana söylüyorum, eğer şu anda bu makaleyi okuyorsan, bu listeye bakıp kendinden parçalar buluyorsan BİRAZ ENDİŞELENMELİSİN.
Aslında, epey endişelenmelisin. Her şeyi bir kenara bırakıp hayattaki varoluşunu sorgulayacak kadar. Bir ayna bulmalı, kendi yüzüne bakmalı, elini kaldırmalı ve KENDİNE BİR TOKAT ATMALISIN.
Tamam mı? Şimdi son paragrafı kendine gelene kadar tekrarla ve okumaya devam et.
GERÇEK HAYAT BECERİLERİNDEN SÖZEDİYORUM!
Söz ettiğim beceriler sıkı çalış, hafif parti yap, sınıf birincisi olarak mezun ol becerileri değil. Hele hele, kaytar, dersleri as, alkole düş, parti yap ama yine de mezun ol ve iyi işe gir becerilerinden hiç söz etmiyorum.
Sözünü ettiğim şey; kapıdan çık, bazı hamleler yap, bir şeyler becer türü becerilerdir. İşinden ayrıl, ailenin evinden taşın, “…. böyle dünyayı” deyip, sonra bunu gerçekten yaptığın türden yetenekler.
Gerçek dünyada kazandığın beceriler, ailen tarafından sana sunulan sabun köpüğü korumasının ya da içinde yetiştiğin tüm eğitim sistemini kapsayan ideolojik doktrinlerin dışında şeylerdir.
Bu beceriler, onlara sahip olmak isteyen herkesin bedelini ödemesini gerektirir. Bu yüzden nesilleri çok hızlı tükeniyor.
Bir ders kitabında ya da sınıfta öğretilen becerilerden söz etmiyorum. Sadece yaparak öğrenebileceğin, uçurumdan atladıktan sonra uçmasını öğrenmen gereken şeylerden bahsediyorum.
Gerçekten kendinizi bulduğunuzda geliştirebileceğin becerilerden bahsediyorum. Kendini gerçekten riske attığın ve yüreğinizi başarısızlık ihtimaline açtığın türden şeyler.
Bir tek harika şeyi yapmak için, her şeyi riske etmeye hazır olduğunda geliştirebileceğin beceriler.
Şimdiye kadar sahip olduğunu düşündüğün beceriler.
“Temel olarak söylemek istediğim şey şu: aşağıdakiler sende olmadığı için, muhtemelen pek bir şansın yok, çünkü…: “
1. YETERİNCE BAŞARISIZ OLMADIN.
Çünkü vasatlığın içinde mutlusun ve aslında denememeyi seçtin.
Çünkü yeni bir şeyi öğrenmek hakkında konuşmak (mesela bir yabancı dili) aslında onu öğrenmekten daha kolay.
Çünkü her şeyin fazlasıyla karmaşık ve kompleks olduğunu ve bir sonraki şeyi “yarın bir oturuşta bitireceğini” veya “Pazartesi diyete başlayacağını” düşünüyorsun.
Çünkü işinden nefret ediyorsun ama yenisini de aramıyorsun çünkü reddedilmekten kaçınmak daha kolay.
Çünkü sen orada oturmuş denemekte bile başarısız olurken, ben burada başarısız denemeler yapıyorum, kendimi zorluyorum, yeni şeyler öğreniyor ve mümkün olabildiğince başarısız olmaya çalışıyorum.
Çünkü biliyorum ki deneyip başarısız olduğum müddetçe öğreneceğim, öğrendikçe de rotamı düzeltip yola devam edeceğim. Çeliğin su alması gibi, ateşlerden geçtim ve şekil alana kadar dayak yedim. Ağır çelikten mamul, kenarları bıçak gibi keskin bir kılıç, eğer sen de aynı sertlikte değilsen seni ikiye böler. Sen bunu unuttun.
2. Çünkü BAŞKALARININ senin hakkında DÜŞÜNDÜĞÜ ŞEYLERİ UMURSUYORSUN.
Çünkü çevrene uyum sağlaman lazım.
Çünkü farklı olmanın, ancak diğer insanların farklı oldukları şekilde olursa “cool” olduğunu düşünüyorsun.
Çünkü dünya seni olduğun gibi göreceği için kendini olduğun gibi kabul etmekten korkuyorsun. Sen başka insanları yargıladığın için, sana onlar da seni yargılıyorlarmış gibi geliyor.
Çünkü sahip olduğun şeylere, yaptığın işlerden daha çok önem veriyorsun.
Çünkü sen kendine yeni giysiler, yeni oyuncaklar, yeni arabalar alırken ben kendime yatırım yapıyor olacağım. Sen dünyaya uyum sağlamaya çalışırken, ben dünyayla birlikte var olmanın yollarını arıyor olacağım.
Çünkü ben bütün güvensizliklerimi görmezden gelip kendi özgün halimi dünyaya gösterebileceğim, başkalarının fikirlerine, “el alem ne derlere bağışıklık kazanacak ve bir fikirler keşmekeşinde ayakta kalacağım, içim sen çoğunluk ile evlenirken, benim istisnai olanı keşfetmekte olduğumu bilerek rahat edecek.
3. Çünkü KENDİNİ OLDUĞUNDAN DAHA ZEKİ SANIYORSUN.
Çünkü şimdiye kadar herkesin yaptığını yaptın, okuduklarını okudun, çalıştıklarını çalıştın.
Çünkü onların testlerini geçmek için öğrenmen gerekenleri öğrendin ve bunun seni akıllı yapacağını sandın.
Çünkü öğrenmenin sadece okullarda olduğunu sanıyorsun.
Çünkü sen okul için çalışırken ben hayatı öğrenmeye çalışıyordum. Çünkü sen sınıfta öğrenme peşinde koşarken ben dışarı çıktım ve yaparak öğrendim.
Çünkü hayata dair, senin herhangi bir üniversiteden alacağın bir kağıdın kapsayacağından daha fazla şey biliyorum. Çünkü zeka ne öğrendiğin değil, nasıl yaşadığındır.
Çünkü benim bir üniversite diplomam olmayabilir ama seni benim hakkında konuşamayacağım derinlikte konu bulmaya zorlayabilirim.
Çünkü senin testlerini zorunlu olsaydım ben de geçerdim, ama sen hayatın bana fırlattığı testlere senin bir saniye dayanman mümkün değil. Çan eğrisi veya yüzdelerle geçilen testler değil onlar, tek bir başarı ölçütü var : hayatta kalmak!
4. Çünkü OKUMUYORSUN.
Çünkü okuman gereken şeyleri okumuyorsun, ya da daha kötüsü, hiçbir şey okumuyorsun.
Çünkü tarihin sıkıcı ve felsefenin aptalca olduğunu düşünüyorsun. Çünkü oturup MTV veya E! izlemeyi, yeni bir şeyler keşfetmeye ve etrafındaki dünyayı daha iyi anlamak için bir başkasının zihnine girmeye tercih ediyorsun.
Çünkü dünyadaki tüm gücün, bizden önce yaşamış olanların kelimelerinden geldiğini kabul etmiyorsun, bilmek veya yapmak istediğin her şeyin etrafındaki kelimeler evreninde bir yerlerde, şimdiye kadar görülmemiş bir bolluk içinde sana sunulmuş olduğunu da…
Çünkü okuman gerektiğini düşündüğün halde bu makaleyi bile okumuyorsun.
Çünkü okuyan insanlar bunları zaten biliyorlar.
Çünkü bir atı suya götürebilirsin, ama oradan su içmesini sağlayamazsın.
5. Çünkü MERAK ETMİYORSUN.
Çünkü haberlerini, devletin kontrol ettiği kopyala-yapıştır ajanslardan alıyorsun.
Çünkü şu basit soruyu sormaya isteksizsin : “Ya hepsi yalansa?..” Üstelik gerçekten öyle olabileceğini kabul etmeye ve ana (ve bizde aynı zamanda yandaş.) akım medyanın bütün yöntemlerinin, kesin emirleri uygulayarak bir tek şeye yöneldiğini kabul etmeye yanaşmıyorsun : senin dikkatini dağıtmaya.
Çünkü beni her şeyi-bilen-ukala olarak nitelendirmek senin için kolay ama kendini hiçbir şeyi bilmeyen olarak nitelendirmek zor.
Çünkü ben konudan bağımsız olarak bilgi susuzluğu çekiyorum.
Çünkü sen Candy Crush veya Megalopolis oynarken ben bağ teorisi veya kuantum mekaniği okuyorum.
Çünkü sen vaktini Tosh.o ile geçirirken ben nasıl video kurgusu yapılır öğreniyor, web siteleri ve mobil uygulamalar yazıyorum.
Çünkü seninle tek etek münazaraya girsek çökersin. Ben de kendi savımı her noktadan savunurum, sadece senin ona karşı geliştirebileceğin argümanları anlamak için.
Çünkü kendimi bir münazaranın iki tarafını da anlamaya öyle adarım ki senin tarafında olsam yine kazanırdım.
6. Çünkü YETERİNCE SORU SORMUYORSUN.
Çünkü otoriteyi sorgulamıyorsun. Ondan hoşlanıyorsun.
Çünkü kendini de sorgulamıyorsun.
Çünkü doğru biçimde konumlandırılmış sorgulamanın, saygıdeğer fikir ayrılıklarının, inandığın şeyleri sana tersini söyleyen birilerine karşı savunmanın bir hayat içindeki gücünü anlamaktan uzaksın. Gerçekliği sorgulayabilme yetisinden uzak, kendi kendine dayatılmış bir hayatta kalma stratejisi ile, Matrix filmindeki gibi bir monotonluk yaşıyorsun.
Çünkü ben biliyorum ki, seni mahvetmenin en kolay yolu seni konuşturmak.
Çünkü ben insan davranışları üzerine çalışırken sen kendinden başka herkesi yok sayıyorsun.
Çünkü kontrol, kendi cahiliyetini tedavi edilemez bir çenesi düşüklük ile etrafa yayarak değil, sorularının bağlamını doğru şekilde yapılandırarak gelir.
7. Çünkü GERÇEKLERE DAYANAMAZSIN.
Çünkü bilmediğin şeyleri bilmediğini itiraf etmeyi reddediyorsun.
Çünkü internette bulduğun hiçbir yazı, senin yaşamda kaybettiğin tüm zamanı yerine koyamaz.
Çünkü şimdi sana, yarın her şeyin daha güzel olacağını söyleyecek olsam yarına kadar bekler sonra da bununla ilgili hiç birşey yapmamayı seçersin.
Çünkü sen olmadığımı zannettiğinde bile, ben etrafımda olup bitenin farkındayım.
Çünkü sen benim seni fark etmediğimi düşündüğünde, ben aslında seni görmemiş olduğumu sanıyorsun.
Çünkü etrafta başın göklerde dolaşırken, etrafındaki dünyanın farkında bile değilsin. Aslında burnunun dibinde duran gerçeklik sana o kadar yakın ki, sarhoş cehaletin içinde sadece dilini dışarı bir defa çıkaracak olsan, gerçek dünyanın ne kadar lezzetli olduğunu anlarsın.
Çünkü bu seni anında bir gerçek dünya bağımlısı yapar, kendini doğruluğun çekiciliğinden kurtaramazsın. Nihayet, kendi anlama yoksunluğunu anladığında, o zaman göreceksin; gerçekten inanılmaz bir şey yapmaktan seni alıkoyan tek şey, aslında bizzat sensin.
Eğer sonuna kadar okuduysan ve kendinle yüzleşip farklı birşeyler yapma zamanı geldi diyorsan bana özelden mesaj at ve bakalım beraber neler yapabiliriz...
Comments